DİJİTAL OYUN BAĞIMLILIĞI

Günümüzde teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte, çocuklarımızın hayatları dijital oyunlarla sıkça iç içe geçmiş durumda. Ancak, bu oyunların keyif verici birer aktivite olmaktan çıkıp bağımlılığa dönüşmesi, aileler için endişe verici bir durum haline gelmiştir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan “bilgisayar oyunu bağımlılığı,” artık bir gerçeklik halini alırken, ebeveynler olarak bu dengeyi nasıl sağlayabileceğinizi düşünmek önemli bir sorumluluk haline gelmiştir.

Ebeveynlik, çocuklarımızın dijital dünyayla sağlıklı bir ilişki kurmalarına rehberlik etmekle başlar. Ancak, bu rehberlik sürecinde sert kurallar koymak yerine, birlikte geçirilen zamanın değeri üzerine odaklanmak önemlidir. Ebeveynler olarak, çocuklarımızın oyun dünyasına merakla eşlik edebilir, bu merakı birlikte paylaşabiliriz. Özellikle ebeveyn-çocuk etkileşimi, çocuğun ekran başında geçirdiği süreyi azaltmanın etkili bir yoludur. Çocuklarınızın duygusal dünyasına saygı göstermek, onların dijital oyunlar karşısındaki hissiyatlarını anlamak önemlidir. Bu, güçlü bir iletişim köprüsü kurmamıza yardımcı olabilir. Çocuklarımızın oyunlarına olan ilgilerini anlamak, ortak noktalarda buluşmak ve bu etkileşimi artırmak, bağımlılığın önlenmesinde etkili bir adım olabilir.

Aynı zamanda, çocuklarımızın ekran zamanını sınırlamak yerine, bu süreyi etkili bir şekilde yönetmeye odaklanmalıyız. Beraber belirlenen kurallar çerçevesinde ekran süresini planlamak, çocuğunun sorumluluk almasına ve zamanını daha etkili kullanmasına yardımcı olabilir. Bu, oyunlarla geçirilen zamanın kalitesini artırabilir ve aile içindeki dengeyi sağlamamıza yardımcı olabilir. Çocuklarınızın sadece dijital dünyayla değil, aynı zamanda gerçek dünyayla da etkileşimde bulunmalarını sağlamak önemlidir. Birlikte sinemaya gitmek, doğada vakit geçirmek, sanatsal etkinliklere katılmak gibi çeşitli aktivitelerle çocuklarımıza farklı deneyimler sunabiliriz. Bu, onların sadece oyunlara değil, hayatın geniş yelpazesine ilgi duymalarına da katkı sağlar.

Dijital oyun bağımlılığı, ailelerin dikkatle yönetmesi gereken bir konudur. Ebeveynler olarak, çocuklarımızın teknolojiyle sağlıklı bir ilişki geliştirmelerine rehberlik etmek ve birlikte geçirilen zamanın kalitesini artırmak, bağımlılığın önlenmesinde kilit bir role sahiptir. Eğlenceli, etkileşimli bir aile ortamı oluşturarak, çocuklarımızın dijital dünyada dengeyi bulmalarına yardımcı olabiliriz. Unutmayalım ki, ebeveynlik bir denge sanatıdır ve bu dengeyi bulmak, çocuklarımızın sağlıklı bir büyüme süreci geçirmelerine katkı sağlayacaktır.

Bu sanal dünyanın bağımlılık potansiyeli, sadece çocukları değil, yetişkinleri de etkileyebilmektedir. Yetişkinler arasında oyun bağımlılığı, genellikle bir kaçış mekanizması olarak başlar. Yoğun iş temposu, stres, ya da kişisel sorunlar karşısında oyunlar, bir nevi sanal bir sığınak haline gelir. Bu kaçış, zamanla kontrol dışı bir tutkuya dönüşebilir. Oyunlar, gerçek hayatın zorluklarından kaçmak için bir mükafat sistemine dönüşür ve bu, kişinin gerçek dünya sorunlarıyla yüzleşmek yerine oyun dünyasına sığınmasına neden olur.

Oyunlar, bir tür ödül sistemini içerdiği için, beyin kimyasını etkileyerek bağımlılık oluşturabilir. Oyun içindeki başarılar, yetişkinleri gerçek dünyadaki başarılar yerine koyabilir ve bu durum, kişinin oyunlara aşırı bağlanmasına yol açabilir. Oyunlar, beyinde dopamin salınımını tetikleyerek kişiyi sürekli bir “ödül peşinde koşma” durumuna sokar.

Oyun bağımlılığını aşmanın ilk adımı, sorunun farkına varmaktır. Profesyonel yardım almak, terapi süreçleri ve destek grupları, bu konuda kişinin üzerindeki baskıyı hafifletebilir. Gerçek dünya sorunlarıyla yüzleşmeyi öğrenmek ve oyunları bir eğlence aracı olarak görmek, kişinin bu bağımlılıktan kurtulmasında etkili bir yoldur.

Yazan: Stajyer Psikolog Elif Ercan

Leave A Comment